Çocuklarda Öfke ve Saldırganlık

Öfke engelleme ve korku karşısında ortaya çıkan bir tepkidir Belirli bir sınır içinde öfke, karşılaşılan engeli aşmak, hoş olmayan durumdan kurtulmak için gerekli tutum ve davranışta bulunma olanağı sağlar. Bununla birlikte kontrol edilemeyen öfke saldırganlık ile birlikte çocuğun kendisine ve etrafına zarar vermesine neden olabilir. Saldırganlık öfkenin dışa yansıyan şeklidir. Kişi kendi gerçeklerini tanımadan, gereksiz amaç ve beklentiler içinde olursa bunların gerçekleşmediği durumlarda, kendince engel olarak gördüğü nesne ve kişilere karşı saldırgan olur. Sürekli ve aşırı biçimde saldırgan olan çocuk sinirli, anlaşılmaz,  eyleme hazır ve aşırı geçimsizdir. İlişkileri gergin ve sürtüşmelidir. Hemen parlar ve kavgaya hazırdır. Durmadan kuralları çiğner ve ceza görebilme riski artar Bu çocuklar cezadan etkilenmez yada belli bir süre sonra ceza onlar için alışkanlık durumuna gelebilir. Böyle bir durumda çocuğun kendi öfkesini engellemesi ve saldırganlığını durdurması için de bir ihtiyacı kalmaz. Bu çocuklar evde okulda sürekli sorun yaratırlar ve yetişkinlerle sürekli çatışma içindedirler.

Dışkı Kaçırma (Enkopresis)

Dışkı kaçırma her 100 çocuktan birinde görülen özellikle de erkeklerde sıklığı daha fazla olan hem fizyolojik hem de ruhsal bir rahatsızlıktır. Genellikle alt ıslatmaya göre uyumsuzluğun daha fazla olduğu bir durumdur.  Dört yaşından sonra ve ilkokul yaşlarında görülmesi önemli ruhsal bozuklukların varlığını belirtir. Dışkı iç çamaşıra bulaşmış, belirli köşelere saklanmış, duvarlara sürülmüş ya da uygunsuz yerlere (giysilerine, halının üzerine vb.) yapılmış olabilir.

 

Kardeş Kıskançlığı

Doğumdan itibaren anne ve babasına tek başına sahip olan ilk çocuk kardeşin gelmesiyle birlikte tek ve özel olmayı kaybetme duygusunu yaşayabilirler. O ana kadar ilk çocuğa gösterilen ilginin yeni doğan kardeşe yöneltilmesinden meydana gelen rahatsızlık kardeşin doğmasıyla birlikte ona ayrılan zamanın azalması çocukta, bebeğe karşı gibi görünen ama aslında anne ve babaya karşı olan kızgınlık, kırgınlık gibi duyguların gelişmesine neden olabiliyor.

Kıskançlığın belirtileri

Çocuk o güne kadar evde kendisi ilgi ve sevgi odağıyken birden ikinci plana itilmiş gibi hisseder kendini. Bu durumda sevilmediği düşüncesiyle anneden tamamen uzaklaşır, içine kapanır, yemek yememeye ve zayıflamaya başlayabilir.

Kabus gördüklerini ve sık sık çişlerinin geldiğini bahane ederek ilgiyi kendi üzerlerine çekmeye çalışırlar. Altını ıslatma, parmak emme gibi davranışlarla önceki gelişim evresine oranla gerileme görülebilir.

Hem gün içinde hem de geceleri aşırı sinirli olurlar. Huzursuz bir görünümleri vardır, sakinleşmekte zorlanır ve kimi zaman çevrelerindeki insanlara öfkeli davranabilirler.

Evden ayrılmamak için okula gitmeyi reddetmeyle birlikte baş ağrısı, mide bulantısı gibi psikosomatik belirtiler ile huzursuzluk, isteksizlik belirtileri sık sık gözlenebilir.

Bazı çocuklar kardeşine vurma, onun oyuncağını kırma gibi davranışlar gösterirken, bazıları da bu duygularını bastırır ve aşırı sevgi gösterirler. Bu davranışın altında çoğu zaman ebeveynlerin sevgisini kaybetme korkusu yatar.

Anne – babaya sık sık onu sevip sevmediklerini sorma ve sevgilerinden bir türlü emin olamama durumu yaşanabilir.

Bunlara dikkat

Kardeşi doğmadan önce ona anlayabileceği bir dilde aileye yeni bir üyenin geleceğini, evdeki ortamın her zamankinden daha heyecanlı ve karışık olabileceğini anlatabilirsiniz.

Çocuğunuza “Sakın endişelenme seni de bebek kadar seveceğiz” gibi sözler söylemeyin. Bu ifade iyi niyetli olsa da, çocuğun ebevynlerinin sevgisi için kardeşiyle yarışmasına yol açabilir.

Hamilelik döneminde babası ya da başka bir aile üyesi büyük çocuğun bakımıyla ilgili yemek yedirme, banyo yaptırma, uyutma gibi işlere başlayabilir. Böylece anne hastanedeyken ya da bebekle meşgulken çocuk kendini ihmal edilmiş hissetmez.

Bebekle ilgili işlerde büyük çocuğunuzdan yardım isteyebilirsiniz. Örneğin; ona isim seçme, biberonunun soğutulması, oyuncak ya da giysi seçimi gibi konularda büyük çocuğun katılımı sağlanabilir.

Her fırsatta çocuğunuzla birebir iletişime geçmeye çalışın. Birlikte ortak faaliyetlerde bulunarak, çocuğa kardeşiyle ve evle ilgili küçük sorumluluklar verin. Böylece ona, onu hala sevdiğinizi hissettirebilirsiniz.

Kardeşler arasında kıskançlık hissettiğinizde onları birbirinden uzaklaştıracak değil, yakınlaştıracak ortamlar yaratın.

Kardeş kıskançlığı ile nasıl başedilir?

1) Aile birliğini önemseyin ve ortak birşeyler yapabileceğiniz zamanlar yaratmaya özen gösterin.

2) Bireylerin kendi özelliklerini önemseyin. Ayrıca bütün çocuklarınızın kendilerine ait ilgi alanları ve yeteneklerinin olduğunun farkına varın.

3) Çocuğunuzun duygularını tanıyın ve kardeşine karşı olan olumsuz davranışlarını olumluya çevirmeye çalışın.

4) Çocukların arasındaki rekabete çözüm getirmenin ilk adımı, iyi bir dinleyici olmaktır. Ancak bu durumdan oturup dinlemek anlaşılmasın. Tersine, etkin dinleme ve beden dilini beraber kullanmalısınız.

Asla yapmayın!

1) Çocuklarınızdan birini gözbebeği olarak seçmeyin. Siz bunu hissettirmemeye çalışsanız da, diğer çocuğunuz durumu anlayacaktır.

2) Kardeşler arasında asla karşılaştırma yapmayın. Çünkü rekabet; hırs ve kıskançlığı beraberinde getirir.

3) Asla taraf tutmayın ve hakem olmayın. Çünkü haksız olduğu anne ve babası tarafından onaylanan çocuk, değer verilmeme ve sevilmeme gibi duygular yaşayabilir.

4) Her çocuğunuzun aynı olmayacağını bilin. Bu nedenle çocuklarınızın kişilik ve isteklerine uygun davranmaya çalışın.

 

Yetişkinlerde Psikodrama ve Yaşantı Grubu

PSİKODRAMA YAŞANTI GRUBU

 

Psikodrama Nedir

 

 

 

 Amacı

 

  • Psikodrama yaşantısı bir grup terapisi ve gelişim yöntemi olup, kendi iç kişisel dünyanıza bakmaya, ilişki ve seçimlerinizi sorgulamaya, bu ilişkilerde yaşadığınız sorunlara ve çatışmalara kendinize özgü ve yaratıcı çözümler bulmayı öğrenmenizi amaçlar.. Psikodrama kişilerdeki yaratıcılık ve spontanite becerilerinin ortaya çıkmasını ve gelişmesini sağlayan bir terapi yöntemidir

 

  • İçsel süreçlerimize ve yaşantılarımızı inceleyebilme
  • İlişki ve seçimlerinizi sorgulaması, bu ilişkilerde yaşadığı sorunlara ve çatışmalara kendinize özgü ve yaratıcı çözümler bulmayı öğrenebilme becerisini geliştirmesi

 

  • Zorluklarla başa çıkabilme ve zorluklar karşısında mücadele etmede yeni alternetifler bulabilme
  • Yaşamda ki beklentilerimize gözden geçirme ve kendini keşfe başlama

 

 

 Kazanımlar
  • Kendini tanıma
  • Empati yeteneğini geliştirme
  • Düşünce esnekliği geliştirme
  • Olası problemlerde alternatif davranış repertuarını genişletme
  • Öfke, üzüntü, kaygı, çaresizlik, yalnızlık gibi duygusal durumlarla baş edebilme
  • Kaygıya sebep olan durumlara yönelik, kalıcı çözümler getirerek benliğin güçlendirilmesini sağlama
  • İletişim becerilerinin gelişmesi ile kişilerarası ilişkilerde daha sağlıklı davranışlar kazanma
  • Sahip olduğu ruhsal, zihinsel ve bedensel farkındalığını artırarak kendi yaşam biçimini belirleme olanağı sağlama
  • Kişilik özelliklerinin gelişmesi (kişiliğinizdeki çekingenlik, saplantılıcılık,kontrolcülük,duygu denetimsizliği,sinirlilik,bağımlılık gibi bazı özelliklerinizin bu gelişme ile birlikte geride kalması hedeflenmektedir). gelişim dönemlerinizdeki saplanmaların kaldırılması, kişiliğinizin gelişmesini engelleyen olumsuz geçmiş ve şimdiki yaşantıların keşfi ve iyileştirilmesi ve böylelikle kişisel gelişimin ivme kazanmasıdır.
  • Geçmişin yüklerinden ve duygusal yüklerden arınmak
  • Günlük yaşamda hiç fark etmeden tekrar düştüğünüz bazı tuzaklara nasıl ve neden düştüğünüz konusunda bilinçlenmek.
  • Geçmişle bağlantılı aktarım ilişkilerinizin çözümlenmesi ve grup içi çalışmalar yoluyla “şimdi burada ” olma yetinin ve gerçeğe dayalı karşılıklı empati yeteneklerinin artması
  • Beden dilini daha iyi anlamak
  • Yaratıcılığın gelişmesi
  • Kendini ifade etme becerilerinde artış ve özü sözü birlik(terapi sonrasında kendini daha iyi anlatabilen, sözleri ile davranışları bütünlük taşıyan bir ifadeye doğru ilerlediğinizi göreceksiniz)
  • İnsanları derin anlama, etkin dinleme yeteneği kazanmak.
  • Nitelikli ve doyurucu ilişkiler kurma yetisi kazanmak
  • Özü anlama, tanıma ve sevme (özgüven, özdenetim, özsaygı artışı)

 

 İletişim Spontan Psikolojik Danışmanlık Merkezi

FSM Bulvarı Ceyhan Apartmanı No : 54 Kat/6 Daire 10

0224 240 01 03 / 0532 735 43 14

info@spontandanismanlik.com

psk.murat@spontandanismanlik.com

 

Ayrılık Kaygısı

Ayrılık kaygısı; anne, baba ya da çocuğun diğer bakım verenlerinden   ayrılmaya ilişkin bir durum olarak ortaya çıkmaktadır. Çocuk bağlandığı kişiden gerçekdışı olarak kopacağına tekrar bir araya gelemeyeceğine inanır. Ağlama, öfkelenme okula gitmeme isteği olarak da ortaya çıkar. Beraber uyuduğu kişiden ayrılmama isteği çoğu zaman aynı kişi ile aynı mekanda uykuya dalma isteği olur. Kendisi ayrıldığı zaman kötü rüyalar göreceğini ve bağlandığı kişiyi kaybedeceğini söyleyebilmektedir. özellikle okula gitme söz konusu olduğunda baş ağrısı, karın ağrısı, bulantı gibi çok çeşitli bedensel yakınmaları olur.

Farklı Olan Çocuk İle Yaşamak

FARKLI OLAN ÇOCUKLA YAŞAMAYI ÖĞRENMEK

Farklılıklar dünyamızı zengin ve ilginç kılan şeylerdir ama çocuklar için farklılıklar korkuya, rahatsızlığa ve özsaygı eksikliğine sebep olabilir. Başkalarına ve kendilerine duydukları saygıyı geliştirmeleri için herkesin farklı ve özel olduğunu öğrenmeleri gerekir.  Öğrenme evde başlayıp okulda ve yetişkinlerle iletişim kurulan diğer ortamlarda devam etmelidir.

Çocukların kendi ırklarını, etnik kökenlerini, dinlerini ve kültürlerini öğrenmelerini sağlamak önemlidir. Etnik yiyecekler, kıyafetler, gelenekler ve ritüeller çocukların oldukça ilgisini çeker. Kendi atalarını tanımak ve miraslarıyla gururlanmak kendi özsaygılarını geliştirebilir. Ancak çocuklar aynı şekilde diğer kültürleri de öğrenmelidirler. Okullar çocukların çeşitli etnik kökenleri öğrenmeleri için bir başlangıçtır, yetişkinlerinde çocuklara farklı kültürlerle ilgili bilgiyi vermek için onlara fırsatlar yaratmalıdır.

Kimlik duyguları oluşmaya başladığında, çocuklar kendilerini kıyaslamaya başlarlar. Boyları kısa olan çocuklar, bir anda uzun boylu olmanın hayalini kurabilirler. Uzun boylu olanlar ise ansızın kısa boylu olmayı arzulayabilirler. Hatta daha yaygın olarak da daha farklı saça, göze ya da vücut şekillerine sahip olmak isteyebilirler.

Çocuklar bedenleri, görünüşleri, cinsiyetler ve engelleri dahil çok sayıda özellikleri nedeniyle kendilerini farklı hissederler. Ancak verdikleri tepkiler çocuktan çocuğa değişebilmektedir. Bazı çocuklar ufak tefek farklılıkları önemli sorunlar haline getirirken bazılarında  ise büyük bir engele sahip olmak küçük ve önemsiz duygusal sorunlara yol açmaktan öteye gitmez. Bazı durumlarda ise ruhsal ve fiziksel farklılıklar yanlızlık duygusuna yol açabilmektedir.

Çocuklarda farklılıkları kabul etmek onlara saygı göstermeyi öğrenmek ve kendi farklılıkları ile baş etmeyi öğrenmek onlarda problem çözme yeteneğini de artıracaktır.

Çocuklarda İstismar

Anne, baba veya çocuğun bakımı, sağlığı ve korunmasından sorumlu kişilerin giriştiği veya girişmeyi ihmal ettiği eylemler sonucunda çocuğun her türlü fiziksel, ruhsal, cinsel veya sosyal açıdan zarar görmesi, sağlık ve güvenliğinin tehlikeye girmesi olarak tanımlanabilir. İstismar edilmiş çocukların, başlarına ne geldiğini anlamaları gerekmekte yaşlarına uygun şekilde açıklanmalıdır. Çocuklara, uğradıkları istismarın asla kendi hatalarından kaynaklanmadığı ve bu konuyla ilgili konuşma hakkına sahip oldukları anlatılmalıdır. Ayrıca kendileri gibi istismara uğrayan ve ihmal edilen birçok başka çocuk olduğunu da öğrenmeleri gerekmektedir. İstismar her yerde yaşanabilir. Bu durumun sosyo ekenomik düzeyle ya da nerede yaşadıklarıyla ilgisi yoktur.

 

Çocuklarda Alt Islatma

Alt ıslatma, çocukların kuru kalmaları gereken 4 yaşından  sonra gece veya gündüz idrar kaçırma problemidir. Genetik sebepler ağırlıklı olmakla birlikte bazı fizyolojik etmenlerinde göz önünde bulundurulması gerekir. Alt ıslatma çocuklarda kendine güvende azalma öz saygı bozulması gibi psikolojik problemlere yol açabildiği için önemsenmesi gereken bir durumdur.

 

Çocuklar ve Sınırlar

Sınırlar , çocukların hem kendilerini hem de yaşadıkları ortamı kavramalarını sağlar; onlara keşif ve öğrenme fırsatı sunar. Çocuklar yaşadıkları ortamın kurallarını anlamak isterler. Kendilerinden ne beklendiğini, ne kadar ileri gidebileceklerini, eğer ileri giderlerse bunun sonucunda ne yaşayacaklarını merak ederler. Yaşları ilerledikçe kendi kabiliyetlerini ve kapasitelerini ölçmek isterler. Sınırlar da kendi öğrenme ve dünyayı keşfetme yolculuklarında önemli roller oynarlar, ancak kendilerine gönderilen mesajlar net anlam taşımaz ise ebeveynin vermeye çalıştığı dersler işlerlik kazanmayabilir. Sınırları aşmak ve kendi dünyalarında ve kendi otoriter düzenlerinde bir yaşam kurmak isteyebilirler bu durum da ebeveynleri oldukça yorabilmektedir.

 

Çocuk Psikodraması Nedir

Çocuk psikodraması çocukların günlük yaşamlarında yaşadıkları zorlukları, geçmişlerinde kalan önemli olayları ve bunlara ilişkin duygularını, yetersizliklerini, başarılarını ve bunlara bağlı olarak gelişen önyargılarını ve inançlarını sahneleyerek ortaya koydukları ve bu yolla değişimin sağlandığı bir terapötik süreçtir. Bu ortam dürüstlük ve samimiyet içerisinde, öğütler almadan ve eleştirilmeden kendini gerçekleştirebileceği bir ortamdır. Çocuklar birbirlerinden güç alarak iç dünyalarını karşılaştırabilir, birbirlerini zenginleştirerek olumsuz duyguların yerine olumluları koyabilme fırsatı yakalarlar.

Çocuk Psikodraması Neleri Sağlar

 

  • Çocuğun iletişim becerilerini güçlendirir. Kendisini daha iyi ifade etmesini sağlar.
  • Çocuğun kendisini ve güçlü yönlerini tanımasını sağlar ve özgüvenini destekler.
  • Oyun ve dramalar aracılığıyla farklı sosyal rolleri deneyimleyerek sosyal ilişkilerde empati duygusu gelişir.
  • Korku, kaygı, üzüntü ve öfke gibi duygularını ifade etmeyi ve bu duygularla nasıl baş edeceklerini öğrenirler. Böylelikle rol repertuvarlarını geliştirmiş olurlar.
  • Sözel olduğu kadar bedensel olarak da kendini ifade etmeyi öğrenir.
  • Spontanitesini destekler, sorunlara anlık ve yaratıcı çözümler üretebilmesini sağlar.
  • Alayla baş etme becerilerini destekler
  • Benim dışımda da sıkıntı yaşayan çocuklar varmış bir tek ben değilmişim duygusunu görerek suçluluk duygusunu azaltmaya yarar sağlar.
  • Birey olarak yaşantısına sahip çıkma ve kendisi için doğru kararlar alabilme becerisini destekler.
  • Kendileri ile ilgili farkındalıklarının artışı