Ergenlik genel olarak puberte öncesinden genç erişkinliğe kadar olan dönemin genel adıdır. Kızlarda genel olarak 11-12 yaş döneminde başlarken erkeklerde 13-14 yaşlarında bu dönem başlamaktadır. Bu yaş dilimleri yine de kesin bir veri vermemektedir. Bazen önce 1-2 yaş önce veya sonra olabilmektedir. Ergenlik fiizyolojik bir süreçtir, kesinlikle bir hastalık değildir. Bu dönemde hem bedenen hem de ruhsal olarak çok hızlı bir gelişme yaşanır. Bu hızlı geçiş döneminde bedensel ve ruhsal değişimler hem bireyi hem de aileyi zorlamaktadır. Bir fırtınanın içinde olan ergen en çok da ailesinden göreceği destekle bu süreci atlatacaktır. Bu süreçte bedensel ve ruhsal değişimleri ergenin kabul etmesi onun için kolay olmayacaktır. Algıladığı sosyal destek en başta aile olmak üzere okul, arkadaş gibi dinamiklerin yanında olması bu süreçte kendisinin daha rahat ilerlemesini sağlayacaktır.
Ergenler çocukluk döneminin kapısını aralarlar ama yetişkin de olamazlar. Bazen biz onları küçük erişkinler olarak görsek de beyin gelişimleri hızla büyümeye devam etmektedir. yapılan araştırmalarda beyin gelişimlerinin yirmili yaşların başına kadar devam ettiği görülmektedir. Bu nedenle ergenlere yaklaşırken onların beyinlerinin bizimkilerden farklı çalıştığını iyi anlamamız ve onlara uygun davranmamız gerekmektedir.
Ergenlikle birlikte beyin gelişiminde akıl yürütücü işlevleri yöneten beynin prefrontal korteksi de gelişmeye başlar.9-10 yaşlarında büyümeye başlayan bu bölge 11 yaş gibi hızlanır ve gelişimi de genç erişkinli dönemine kadar devam eder. Bu bölgenin diğer merkezlerden geç gelişmesinden dolayı akıl yütücü işlevlerden planlama,organizasyon yapma ve öncelik belirleme gibi işlevlerde sorun yaşarlar. Bu yüzden de ergenler kendilerinden istenen karmaşık isteklere ve beklentilere cevap vermekte zorlanırlar. Bunun için ailelerinden gelen basit ve tekli yönergelere daha duyarlı olurlar.zamanlarının yapılandırılması için planlama ve programlamadan fayda görebilirler.ergenler çocuklardan farklı olarak canlandırma, dramatizasyon ve görsel olarak öğrenmeden daha çok faydalanabilirler.
Ergenlerin duygusal beyinleri ön plandadır.
- Ergenler olaylara ani tepkiler verir.
- Bu tepkiler mantıksal değil, çoğunlukla duygusaldır.
- Ergenler fazla alıngandır.
- Sıklıkla aile veya öğretmenlerini yanlış anlarlar.
- Çabuk sinirlenip öfkelenebilirler.
- Aniden bağırıp çağırabilirler.
- Duygularını sözcüklere iyi dökemeyebilirler (karşısındakini kırıcı ve ağır konuşabilirler ya da kapıyı öfkeyle çarpıp uzaklaşabilirler.)
Duygularını ifade edemeyen ergenin sözel olarak duygularını ifade etmesini desteklemek onu anlayabildiğimizi gösterebilmek yapabileceğimiz en önemli özelliklerdendir. Bu durum sana ne hissettirdi, bana çok öfkelisin galiba, kapıyı çarparak buradan uzak buradan uzaklaşmak istiyorsun gibi cümlelerle sorunu netleştirmek önemlidir. Çoğu zaman problem hem ergen hem de karşısında ki kişiler tarafından netleştirilmezse bu problemi kendi içinde saklamaya meyilli bir yapısı olduğu için sorun başka bir şekle bürünüp başka zamanlarda ortaya çıkmaya devam edecektir. bunun için ergenin mümkünse öfkesi geçtikten sonra sorun netleştirilip konuşulduğu takdirde problemin çözümü için de önemli bir adım atılmış olacaktır.