SOSYAL MEDYANIN ÇOCUK VE ERGENLER ÜZERİNDEKİ ETKİSİ

Sosyal medya web siteleri günümüz çocukları tarafından sıklıkla kullanılmaktadır. Sosyal etkileşim sağlayan her site sosyal medya olarak tanımlanabilir.Bloglar, sosyal paylaşım ağları, zengin medya erişimine olanak sağlayan içerik toplulukları, online oyun dünyaları sosyal medya siteleridir.  Bunlara örnek olarak Facebook, Twitter, Linkedin, Instagram, Tumblr, YouTube, Snapchat ve Skype verilebilir. Sosyal medyanın en büyük özelliklerinden biri farklı medya formatlarını bir arada sunabilmesi ve medya içeriklerinin kullanıcılar tarafından üretilmesi ve yine kullanıcılar arasında paylaşılmasıdır. Bu yeni medya türü kullanıcıları arasında yazı, resim, görüntü, ses ve bilgi paylaşımını gittikçe kolaylaştırmaktadır. Yapılan bie araştırmaya göre 2013 yılı Temmuz ayı itibariyle Türkiye’de Facebook kullanıcılarının sayısı 34 milyondur. Türkiye bu rakamla toplam Facebook kullanıcılarının %3.1’lik bir dilimine ev sahipliği yaparak, Facebook’ta en fazla kullanıcısı bulunan ülkeler sıralamasında 7. sırada yer almaktadır. 18 yaş altı Facebook kullanıcısı sayısı 4.4 milyondur.

Günümüzde çocuklar vakitlerinin çoğunu internet, televizyon, bilgisayar, akıllı telefonlar ve diğer elektronik aletler gibi çeşitli eğlence medyaları karşısında geçirmektedirler. Sosyal medya siteleri eğitim, bilgi temini ve paylaşımı, ödevlerini yapma ve araştırma, oyun oynama, iletişim, haberleşme amaçlarıyla kullanılabilir.

SOSYAL MEDYANIN OLUMLU ETKİLERİ

Bir sosyal medya ağının parçası olmak çocukların sosyal becerilerini geliştirebilir.

Belli bir arkadaş kitlesiyle sürekli irtibat halinde olmaları aidiyet hislerini geliştirir.

Sosyal medya sayesinde sınıfta ele alınan konuları okul bittikten sonra da tartışabilme ve bilgi edinme olanağı vardır.

Sosyal medya çocukların kendi kimlikleri ve yaratılışlarını tanımaları ve karakterlerini geliştirmeleri olanağı sağlar.

Arkadaşlarla ve aileleriyle iletişimde kalma, yeni arkadaşlar edinme, fotoğraf ve bilgi paylaşımı gibi iletişim imkânları bulurlar.

Sosyal medya kanalıyla politik olaylar ve bağış toplama durumları için örgütlenebilirler.

Sanatsal uğraşılarını, müzik paylaşımlarını sunarak hem bireysel hem de kolektif yaratıcılığın gelişimine katkı sağlarlar. Daha çeşitli çevrelerle benzer ilgi alanlarını paylaşırken fikir paylaşımı yapmak saygıyı öğrenmelerini sağlar. Sosyal becerilerinin gelişmesi kimlik gelişimi için de önemlidir.

Öğrenciler bulundukları ortak gruplar aracılığıyla projeleri, ödevleri için fikir paylaşımında bulunup işbirliğini öğrenirler.

Sosyal medya, okul, spor takımları vb. aracılığıyla tanıştıkları akranlarıyla bağlantılarını sürdürmeleri için bir yol sağlar. Sosyal ağlar aynı zamanda utangaç ergenlerin yüz yüze etkileşim kuramadığı için akranları ile etkileşime girmek için daha tehdit oluşturmayan bir yol bulmasına yardımcı olabilir.

SOSYAL MEDYANIN OLUMSUZ ETKİLERİ

Bağımlı olmasalar da çocuklar ekran ışığına maruz kaldıkça uyarıcı yüklenirler bu da uyku sorunlarına, sinir sisteminin aşırı uyarılmış hale gelmesine yol açar. Sinir sisteminin uyarılmış olması da çocukların dürtüsel, huysuz ve dikkatsiz olmalarına sebep olur.

Araştırmalar bağımlılığın beyinde küçülmeye yol açtığını göstermektedir. Küçülme yaşanan bölgeler arasında özellikle plan yapma, önceliği belirleme, organize etme ve dürtü kontrolü gibi önemli yürütücü işlevlerden sorumlu olan kısım da yer almaktadır.

Etkilenen diğer önemli beyin bölgesi diğer insanlara karşı empati ve şefkat geliştirebilme becerisi olan kısımdır. Tüm bu etkilenen bölgeler şiddetle ilişkili davranışlar yanında kişilerarası ilişkilerin derinliği ve kalitesini de belirler.

Siber zorbalık, ergenlerde en yaygın gözlenen risktir ve karşıdaki kişi hakkında kasten yalan, küçük düşürücü, düşmanca ifadeler kullanmayı içerir. Kişide depresyon, kaygı, ağır izolasyon ve intihara bile yok açabilir.

Cinsel içerikli fotoğrafları telefon ve internet aracılığıyla paylaşma ergenlerde gözlenen bir davranıştır. Bir araştırma, ergenlerin %20’sinin kendilerinin çıplak veya yarı çıplak fotoğraflarını ve videolarını yolladıklarını veya internete yüklediklerini ortaya koymakta.

Facebook Depresyonu: Araştırmacıların facebook depresyonu olarak isimlendirdikleri durum, ergenlerin sosyal medyada çok fazla zaman geçirmeleri sonucunda depresyon belirtilerinin gözlenmesini ifade ediyor. Bu depresyonu yaşayan ergenler de sosyal izolasyon riski altındalar ve çare olarak internette riskli sitelerden yardım arayışına girebiliyorlar.

Güvenlik Sorunları ve Dijital Ayak İzi: Teknolojinin hatalı kullanımı, mahremiyetin olmaması, gereğinden fazla bilgi paylaşımı, kendileri veya başkaları hakkında hatalı bilgi paylaşımı ergenlerin özel yaşamlarını riske atmaktadır. İnternetteki her siteyi kullanımımızda arkamızda hangi siteleri kullandığımıza dijital ayak izi denilen bir iz bırakıyoruz. Çocuk ve ergenlerin mahremiyet hakkında farkındalıkları yeterli olmadığı için uygun olmayan mesajları, fotoğrafları, videoları yüklemeleri hem ileride iş yaşamına kadar bile uzanabilen bir risk hem de dolandırıcılar, suçlular için bir fırsat yaratabilir.

İnternet sitelerinde görülen birçok reklam ergenlerin satın alma tercihlerini etkilemenin yanında neyin normal olduğuna dair fikirlerini de etkiliyor. Çocuk ve ergenlerin girdikleri site tercihlerine dair bilgileri toplayarak sosyal medya üzerinde kişiselleştirilmiş reklamlar sunuluyor.

Ergenlerin düşünceleri henüz yeterince olgunlaşmadığı için sosyal medyadaki arkadaşlarını güvenli sığınakları gibi görebilirler. Çocuklar kadar ergenlerin de aileleriyle güçlü bir bağa ihtiyaçları vardır, her ne kadar arkadaşlarıyla bağ kurmaya ihtiyaçları varsa da aileleriyle daha da güçlü bağları olması gerekir.

Sosyal medya her ne kadar bilgiye erişimi kolaylaştırsa da ergenlerin beyinleri bu yıllarda öğrenme için en iyi dönemdedir ve sosyal medya bu potansiyeli köreltmektedir. Ergenlerde denge kavramı çok olmadığı için uzun süreler sosyal medyada geçirilen zaman başka konulara zaman ayırmamalarına neden olabilir.

Ergenler genellikle abartma eğiliminde oldukları için sosyal medyadaki arkadaş sayılarını da abartma eğiliminde olurlar, aralarında kıyaslamaya girebilirler.

EBEVEYNLER NE YAPABİLİR?

18 yaş altı gençler zamanlarının büyük bir kısmını sosyal medya ile iletişim halinde geçirmektedirler. Bizzat bilgisayar başında bulunmasalar da sosyal medya içerik ve iletileriyle gün boyu iletişim kurmaktadırlar. Çocuk ilk eğitimini ailede alır görüşünden yola çıkarak, sosyal medya konusunda çocuklarını bilinçlendirmesi gerekenler de yine ebeveynlerdir.

10 yaş altındaki çocuğunuza doğrudan denetim olmadan bilgisayara erişim izni vermeyin. 10-14 yaş aralığındaki çocuğunuz ancak sizin gözetiminizde çevrimiçi olabilsinler. 15-18 yaş aralığındaki çocuğunuz sadece evin herkese açık alanlarında doğrudan denetimsiz çevrimiçi olabilsinler. Çocuklarınızın sosyal medya hareketlerini onları rahatsız etmeyecek şekilde gerek yazılımlarla, gerekse hesap şifrelerini sizinle paylaşmalarını isteyerek takip edin. Çocuğunuzun sosyal ağlara erişim için kullandığı ev bilgisayarı, cep telefonu, tablet gibi cihazları belirli aralıklarla uygulamalar ve istenmeyen yazılımlara karşı kontrol edin.

Çocuğunuzun sosyal ağlarda geçireceği uygun süreyi belirleyerek uymasına özen gösterin.

Çocuğunuzun kullandığı sosyal ağlara üye olun, onları ekleyin ve ilgili sosyal ağı daha sağlıklı kullanabilmeye yönelik bilgiler edinin. Her ne kadar güvenlik ayarlarını kullansanız da dijital dünyada hiçbir şey gizli kalmıyor, bu yüzden hesaplarını takip edin ve çocuğunuza eğer özelse o arkadaşıyla mesajla değil yüz yüze iletişim kurmasını isteyin.

Çocuk ve ergenler sosyal medya siteleri üzerindeki reklamlardan kolaylıkla etkilenebilirler. Ailelerin bu konuda bilgili olması yanında çocuklarına da bilgilendirme yapmaları gerekiyor çünkü reklamların en kolay manipüle edebileceği grupta bulunuyorlar.

Kendine büyük gelen bir kıyafeti giymesi gibi çocuğunuz da sosyal medyayı büyüyüp olgunlaşana dek uygunsuz kullanabilir. Çocuğunuza sosyal medya kullanmaya başlama yaşı belirleyin. Çocuğunuzun kullandığı sosyal ağlara başlama yaşını öğrenin ve çocuğunuz gerekli kriteri sağlamıyorsa hesabı kapatın.

Çocuklarınızın ekran değil yüz yüze kişisel iletişimini geliştirmesi için çabalayın.

Çocuğunuzu karşılaşabilecekleri sahte hesaplar konusunda uyarın. Kendisini 14 yaşında bir kız çocuğu olarak tanıtan birisi 40 yaşında bir adam olabilir. Gerçek hayatta tanımadıkları kimseleri arkadaş olarak kabul etmemelerini söyleyin.

Çocuklarınızı yaş, adres, telefon vb. özel bilgileri paylaşmaması konusunda uyarın.  Rahatsız edici bir mesaj ya da bildirim aldıklarında cevap ve Çocuk veya ergenler siz ne yaparsanız yapın sosyal medya kullanımı için ayırdığınız zamana uymazlar bu yüzden saate siz dikkat edin, sosyal medyada saatlerce geçirdikleri zamanı azaltın.

Çocuk veya ergenler siz ne yaparsanız yapın sosyal medya kullanımı için ayırdığınız zamana uymazlar bu yüzden saate siz dikkat edin, sosyal medyada saatlerce geçirdikleri zamanı azaltın.

Çocuklarınızın sizi sürekli ekran başında görmemelerine özen gösterin. Evde sosyal medyayı kullanmadığınız saatler belirleyin ve bu saatlerde hiçbir teknolojik aleti kullanmamaya dikkat edin. Her ne kadar öyle görünmese de ergenlerin aile bağlarına ihtiyaçları vardır, sosyal medyada yaşadıkları sanal dünyayı ebeveynle gerçek bir bağ kurarak aşabilirler. Sosyal medyada daha çok zaman geçirmeye istekli olsalar da siz ebeveyn olarak birlikte geçirilecek aile planları yaparsanız sizle bağ kurmak istediklerini gözleyebilirsiniz.